19 Ekim 2012

kurgudaki akis

   "Şu filme baktın mı?",  "Şu filmi gördün mü?",  "Şu filmi izledin mi?",  "Şu filmi seyrettin mi?" Bu ifadelerde  seçtiğimiz fiiller, bizim kurgu karşısındaki durumumuzu, onu nasıl alıgıladığımızı ele verir. Kimimiz 'görürüz' tenezzül etmiş gibi. Kimimiz 'bakarız' merak ağır basmıştır çünkü. Kimimiz sadece uzağından 'izleriz' vakıf olamamışızdır kurgunun bütününe bir türlü demek ki.

     Kimimiz de 'seyrederiz'... En tehlikelisiyizdir kurgu takipçilerinin. Çünkü her seyirde kendimizi seyrettiğimizi biliriz. Her kurgu seyri kendimize yaptığımız bir yolculuktur. Kendimizi seyrettikçe, kendimize döndükçe ustalaşırız ve bize kendimizi gösteren her kurguyu beğenmez oluruz. Çünkü bunu iyi yapanla kötü yapanı ayıracak kadar ustalaşmışızdır. Ama kötü kurguyu bile seyretmeye devam ederiz. Çünkü kendimizi görebilmek için seyre devam zorunluluğumuz vardır. Önemli değildir bu. Çünkü vasat altı seyirlikler bile bizim kendimizde perdeler aralamamız için yeterlidir. Çünkü artık biz seyredenler belki kendimizin ve hayatımızın sanatçısı olmuşuzdur. Edilgen gibi görünsek de;  tek boyutta güven içinde yaşamayı reddetmiş, yüreğinde ve kafasında ilah-namzet fikirler barındırmayan, etiketsiz kendinin sanatçıları. Biz seyredeceğiz kendimizi; filmlerde, romanlarda, şiirlerde, dizilerde...

     Tek derdimiz kendimizi anlamaya, bilmeye çalışmak olacak. Tek derdimiz kendimiz. Kendimizi kutsayacağız belki, belki tiksineceğiz kendimizden, belki görkemimizden korkacağız, belki garipliğimiz kucak açtırtacak bizi bize.

hoşgeldik seyre